1. Anasayfa
  2. Biyografi

Kurt Cobain

Asi, sarı saçları, biraz önce suç işlemiş de merhamet bekliyormuşcasına açılmış mavi gözleri, kimine göre, aklına gelişigüzel takılan kelimelerle şiirler yazan, kimine göre, her sözünün altında derin felsefik çözümlemeler bulunduran, asla tam olarak anlaşılamayan ve anlaşılamayacak olan; aslında, içinde bir çocuk kadar sevgi ve korku barındıran bir adam…

Kurt Cobain

Asi, sarı saçları, biraz önce suç işlemiş de merhamet bekliyormuşcasına açılmış mavi gözleri, kimine göre, aklına gelişigüzel takılan kelimelerle şiirler yazan, kimine göre, her sözünün altında derin felsefik çözümlemeler bulunduran, asla tam olarak anlaşılamayan ve anlaşılamayacak olan; aslında, içinde bir çocuk kadar sevgi ve korku barındıran bir adam…

 

”i’d rather be hated for who i am, than loved for who i am not.”*

 

 

1967 yılının 20 Şubat’ında dünyaya geldi Kurt Donald Cobain. Sessiz ve içine kapanık bir çocuktu. Onu görenler, saman sarısı düz saçları ve iri mavi gözleriyle bir meleğe benzeyen bu sakin çocuğun birkaç yıl sonra çekeceği acıyı ve hayata isyanını bilselerdi, mutlaka çok şaşırırlardı.

Kurt henüz 8 yaşındayken, anne ve babası boşanmaya karar verdi. Bu durumun onu ne kadar yaraladığına ve sinirlendirdiğine şahit olan annesinin elinden gelen bir şey yoktu. Wendy’e göre tek ebeveynli bir ailede yetişmek, annenin ve babanın bir arada bulundukları, fakat bu beraberlikten duydukları hoşnutsuzluğu her fırsatta dile getirdikleri bir evliliği sürdürmekten çok daha mantıklıydı. Ama Wendy’nin gözden

kurt cobain cocukluk

kaçırdığı bir nokta vardı; oğlu, üzüldüğü zaman bunu oynayarak ya da yaramazlık yaparak atlatabilen normal bir çocuk değildi. Kırılgan, romantik, istekleri konusunda sessiz ve sevgiye aç bir çocuktu. Kurt, insanlara, topluma ve normlara karşı duyduğu nefreti,  anne-babasının boşanmasına bağladı hep.

 

9 yaşına kadar sadece The Beatles dinleyen Kurt, babasının müzikle olan bağlantıları sebebiyle genç yaşında Led Zeppelin, Black Sabbath ve Kiss gruplarıyla tanıştı. Bu tarz ‘gürültülü’ müziklerde kendini daha çok bulduğunu fark etti. 12 yaşlarındayken, deyim yerindeyse ‘takıldığı’ müzik grubu sayesinde gitar çalmayı öğrendi ve 18 yaşında ilk grubunu kurdu. Tüm bunları yaparken, okulunu boşvermesi sebebiyle öğrenim hayatı tehlikedeydi; sonunda okuldan atıldı. Annesi de okul müdürünü destekleyen bir tavırla oğlunu evden kovdu. Bu, zaten kalabalıkta kaybolmayı tercih etmiş olan Kurt için daha da işlevsel oldu.

 

Nirvana’ya ulaşmak

…Ve Nirvana kuruldu. 1988’de Love Buzz/Big Cheese  adlı bir single ve 1989’da ilk albümleri Bleach’i yayınlayan grup, bu dönemde pek ses getiremedi. Fakat kıyametin kopuşu yakındı; Dave Grohl adlı sınırsız davulcuyu kadroya dahil eden grup, 1991’de çıkardığı Nevermind albümüyle kendine çok sağlam bir yer edindi. Yeni yeni parlayan alternatif akım Grunge’ın  o yıllardaki en önemli temsilcisi oldu.  Sadece bu akımı takip edenleri değil, tüm gençliği avucunun içine aldı Nirvana. Öyle ki, Billboard 200 listesinde haftalardır zirveden inmemiş olan Michael Jackson’ı tahtından etti. X Kuşağı, (80’li yıllar kuşağı) basit ritimlere oturtulan, gösterişsiz ve bol tekrarlı nakaratlardan oluşan bu dağınık müziği çok sevdi. Grunge tarzı giyimde Kurt Cobain örnek alındı; salaş bir oduncu gömleği ya da t-shirt, yırtık bir kot pantolon, Converse marka bez spor ayakkabılar… Bir metaya dönmeye başlıyordu Kurt ve bundan oldukça rahatsızdı. Şöhret, para onun için çok gereksiz ve amaçsızdı; tek istediği müzik yapmak, bu sırada yolunda gitmeyen bazı şeyleri de kafasından atmaktı.

 

kurt cobain nirvana grubu

 

“Şarkı söyleme tarzımın yoğunluğu genelde karnımın üst kısmında toplanır; burası benim haykırdığım, hissettiğim, içimdeki her şeyin dışarı döküldüğü yerdir.”

Sağlık sorunları başladı Kurt Cobain’de. Sebebi bulunamayan, dayanılmaz mide ve sırt ağrıları vardı. Narkolepsi hastasıydı ve tüm bu rahatsızlıkları grubun konser vermesini, turneye çıkmasını zora sokuyordu. Özellikle mide ağrılarına katlanamıyordu, çünkü yukarıdaki cümlesinde belirttiği gibi, sesini kullanmak için midesinin rahat olması gerekiyordu. Sırf ağrılardan kurtulmak adına, bir kaç hafta eroin kullandı. İlk günlerde rahat etti, fakat bu kısa süreli bir çözümdü ve ‘bir kereden bir şey olmaz’ sözünün doğruluğu bir kez daha kanıtlandı; Kurt bağımlı olup çıkmıştı.

Tam bu sıkıntılı süreçte, ona nefes aldıran gelişmeler de oldu. 1992’de Courtney Love ile evlendi ve Ağustos ayında onu hayata sımsıkı bağlayan kızı doğdu; Frances Bean. Sonunda mide ağrılarının sebebinin kapanmış omurga sinirleri olabileceği söylendi;  uygulanan tedavi ve egzersizlerle ağrıları bir süreliğine hafifledi. Hayranlarına göre her şey iyi gidiyordu. Özellikle Frances Bean’in Kurt Cobain’i  rehabilite ettiğini düşünüyorlardı. Fakat öyle değildi.

“Yıllardır uyuşturucu bağımlısı olmakla suçlandım. Oysa berbat mide ağrıları çekiyorum. İnsanlar beni bir köşede tek başıma hasta ve ümitsiz bir halde oturmuş görüyorlardı. Bu durum, mide ağrılarımla cebelleşiyor olmamdandı; yediklerimi kusmamaya çalışıyordum. İnsanlarsa bana baktığında keş olduğumu düşünüyorlardı. “

Kurt bunu kabul etmiyordu ama, bu arada hala uyuşturucuyla başı dertteydi. Grubun diğer üyelerinden  kendini toparlamak için zaman istedi ve grup bir süreliğine ara verdi; 1993 yılında çıkan son albümleri In Utero’ya kadar.

“Hayatta kalmak için son zamanlarda gruptan oldukça çekildim. Tek ihtiyaç duyduğum, bir süre ara vermek; böylece stresim sona erecek. Konserlerden sonraki partilere katılmıyorum. Doğruca oteldeki odama gidip uyuyorum ve sabahleyin bir şeyler yemeye konsantre oluyorum. Bu gibi şeylerle uğraşmayı tercih ediyorum. Gruptaki arkadaşlığımız bu yüzden tehlikeye girmiyor, ancak bu son turne kesinlikle hayatımızdan birkaç yıl götürdü. Değişiklikler yapmayı planlıyorum. Tekrar sağlığıma kavuşup yeniden başlayacağım.”

 

“it’s better to burn out than to fade away”**

 

Şüpheli bir ölüm

 

Tüm hayatı boyunca çelişkiler içinde yaşayan  bu adam, tekrar düşmeye başladı. Roma’da verdiği bir konserde, 4-5 şarkı çalıp söyledikten sonra sahnede sinir krizi geçirdi ve sahnenin yanında duran kocaman, yüksek amfilerin üstüne çıktı. ‘Sadece bir dalıp çıkmak istiyorum’ diye bağırıyordu. Seyirciler, korumalar ve grup arkadaşlarının iknası sonucu bulunduğu yerden indi. İmdat çığlıkları yükselmeye başladı sessizce, derinden.

1994 yılında çıktıkları Avrupa turnesinden sonra tek başına gittiği otel odasında, şampanya ve uyku ilacını karıştırması sonucu komaya girdi. Tarih 4 marttı. Şans eseri (!) Courtney’in onu görmek istemesiyle, ölümden kıl payı kurtuldu. Bu olaydan sonra tekrar rehabilitasyona girdi.

18 martta evine döndüğünde, Courtney polisi arayıp Kurt’ün kendini bir av tüfeğiyle odaya kilitlediğini ve intihar edeceğini söylediğini bildirdi. Fakat Kurt’ün amacı bu değildi; sadece tartışmışlardı ve karısıyla arasına biraz mesafe koymak istemişti, hepsi bu. Polis Courtney’i tekrar sorguladığında ise, bu garip davranışlı kadın her şeyi itiraf etti; onun elinde bir tüfek görmemişti ve intiharla ilgili değil tek kelime, bir ima bile duymamıştı.

Ve bir gün beklenen haber geldi. 8 nisan 1994’te, yaklaşık 6 gündür kayıp olan Kurt Cobain, Seattle’daki evinde, yanında bir intihar mektubu ve göğsünde duran bir tüfekle birlikte ölü bulundu. Üzerinde her zamanki kıyafetleri vardı. Kurşun çenesinden girmiş ve güzel yüzünü dağıtmıştı. Otopsi raporları, ölüm tarihinin ayın 5’i olduğunu gösteriyordu.

 

İntihar mektubu

Evet, intihara meyilli bir kişiliği vardı. Yine de pek çok delil, bu ölümde karısının bir parmağı olabileceğini gösteriyordu. Yazdığı rivayet edilen intihar notunda bulunan ilk ve son paragraftaki yazılar ona ait değildi, sadece orta bölümü o yazmıştı. Bu, seneler önce bir kızgınlık halinde yazdığı notlardı sadece. Daha sonraları, Courtney’in çantasında el yazısı denemeleri bulundu.

Ayın 4’ü ve 6’sında kredi kartından yüklü miktarda ödemeler yapılmıştı.

Otopsi sonucuna göre, kanında 3 insanı öldürmeye yetecek kadar eroin ve sakinleştirici vardı. Bu kadar uyuşmuş bir insanın, eline bir tüfek alıp kendini vurmayı başarması olanaksızdı.

Son delil en kuvvetlisiydi;  Eldon Hoke adlı bir adam, Courtney Love’ın kendisine Kurt Cobain’i öldürmesi için 50 bin dolar teklif ettiğinden bahsetti. Bu sözlerinden tam 1 hafta sonra da, esrarengiz bir şekilde öldü.

kurt cobain intihar mektubu
kurt cobain intihar mektubu

Nasıl oldu, bilinmez. Belki intihardı, belki cinayet.  Bilinebilecek tek şey, çoğu efsane gibi hem zirveyi, hem de dibi gördüğü. Çok sevdi ama çokça nefret de etti. Ölümüne taptığı küçük kızının sevgisi bile onu düştüğü derin kuyulardan çıkarmaya yetmedi. Çoğu müzik otoritesine göre özelliksiz bir sesi, yetersiz bir çalgı becerisi ve çok basit besteleri vardı. Ama onu dinleyenler hep aynı şeyi hissediyordu; bu adam acı çekiyordu ve yaptığı müzik onun bu acılara ‘boşver’ deme şekliydi. 27 yaş kuralını bozmadı ve hep görmek istediğimiz gibi soluk yeşil hırkası, hep uzaklarda olan bakışları ve ait olamamışlığıyla, yerini yadırgamışlığıyla aklımızda kaldı.

* Kendim olduğum için nefret edilmeyi, kendim olmadığım için sevilmeye tercih ederim.

** Solup gitmektense yanıp kül olmak daha iyidir.

İlginizi Çekebilir

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir